YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ 2024/14407 ESAS - 2024/8762 KARAR VE 18.11.2024 TARİHLİ KARARI

Künye

Mahkeme: Yargıtay 8. Ceza Dairesi
Esas No: 2024/14407
Karar No: 2024/8762
Karar Tarihi: 18.11.2024
Yerel Mahkeme: Bismil 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel Mahkeme Esas No: 2021/137
Yerel Mahkeme Karar No: 2022/134
Suç: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak


Mevzuat

  1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 191:
    • Kullanmak için uyuşturucu madde bulunduran kişilere yönelik erteleme ve denetimli serbestlik hükümleri.
  2. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 223/8:
    • Kamu davasının durması halleri.
  3. 5271 sayılı CMK Madde 309:
    • Kanun yararına bozma başvurusu usulleri.
  4. 7201 sayılı Tebligat Kanunu:
    • Tebliğ işlemlerine dair usul ve esaslar.

Özet

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yargılanan suça sürüklenen çocuk hakkında verilen kamu davasının durması kararını incelemiştir. Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı, 10.03.2021 tarihinde şüpheli hakkında 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar vermiştir.

Ancak, mahkeme, bu kararın yalnızca çocuğun müdafiine (avukatına) elektronik tebligat yoluyla yapıldığını, sanığa ve velisine doğrudan tebliğ edilmediğini tespit etmiştir. Yargıtay kararında açıkça belirtilmiştir ki, sanık ve müdafii ayrı ayrı bilgilendirilmeden denetimli serbestlik süreci başlamaz ve erteleme kararı kesinleşmez.

Yerel mahkeme, sanığa yapılan tebliğin usulüne uygun olmaması nedeniyle, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının geçerli olmadığını kabul etmiş ve kovuşturma şartı oluşmadığı için kamu davasının durmasına hükmetmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kanun yararına bozma talebinde bulunmuş ancak Yargıtay, sanığa ve velisine tebligat yapılmadığı için sürecin başlamadığı ve yerel mahkemenin kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle bu talebi reddetmiştir.

Sonuç olarak, sanığa ve müdafiine ayrı ayrı tebliğ yapılmadan denetim süreci başlayamayacağı için, kamu davasının durması kararı onanmıştır.


Anahtar Kelimeler

  • Uyuşturucu madde bulundurma
  • Kamu davasının ertelenmesi
  • Denetimli serbestlik süreci
  • Tebliğ usulü
  • Sanık hakları
  • Ceza muhakemesi
  • Kanun yararına bozma
  • Yargıtay içtihatları

Sorular

  1. Uyuşturucu madde bulundurma suçunda kamu davasının ertelenmesi nasıl işler?
  2. Sanık ve avukata ayrı ayrı tebliğ yapılmazsa hukuki süreç nasıl etkilenir?
  3. Denetimli serbestlik sürecinin başlaması için hangi şartlar gereklidir?
  4. Tebliğ eksikliği nedeniyle kamu davasının durması hangi durumlarda söz konusu olur?
  5. Kanun yararına bozma başvurusu hangi hallerde reddedilir?

KARAR

İNCELEME KONUSU KARAR: Durma

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Bismil 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.04.2022 tarihli, 2021/137 Esas ve 2022/134 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 20.05.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 04.04.2023 tarihli evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 17.05.2023 tarihli ve KYB-2023/41320 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.05.2023 tarihli ve KYB-2023/41320 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Bismil 2. Asliye Ceza (Çocuk Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 01.04.2022 tarihli kararı ile Bismil Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/03/2021 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun olarak suça sürüklenen çocuğa ve velisine tebliğ edilmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına karar verilmiş ise de,

Dosya kapsamına göre, bahse konu kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğ tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çoçuğun müdafiine elektronik tebligat yoluyla 22.03.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, suça sürüklenen çocuk müdafiinin karara herhangi bir itirazının olmadığı ve suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar ettiği nazara alındığında, yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

Dava dosyası kapsamına göre somut olayda; suça sürüklenen çocuk hakkında, 14.01.2021 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Bismil Cumhuriyet Başsavcılığının 10.03.2021 tarihli ve 2021/1195 Soruşturma, 2021/67 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın suça sürüklenen çocuk müdafiine 22.03.2021 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği ve infazı için Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, çağrılara rağmen Diyarbakır Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmamasının ardından evrakın kapatılarak Bismil Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmesi üzerine, suça sürüklenen çocuğun yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinden bahisle erteleme kararı kaldırılarak 29.11.2021 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, Bismil 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.04.2022 tarihli, 2021/137 Esas ve 2022/134 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında ''.. suça sürüklenen çocuk hakkında 10/03/2021 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği ancak bu kararın ssç müdafine tebliğ edildiği, ssç ve velisi sıfatında bulunan kişilere tebliğ bulunmadığı bu hali ile ssç hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğinin usulüne uygun olmadığı ve ssç'nin Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından haberdar olmadığı beyanı karşılığında ssç hakkında açılan kamu davasının TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde ki "kovuşturma şartı" olan"ısrar koşulunun" gerçekleşmediği anlaşıldığından... '' gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.

Konunun incelenmesinde; 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararların şüpheli veya suça sürüklenen çocuklar tarafından doğrudan haberdar olunması gereken yükümlülük ve uyarılar içermesi sebebiyle ilgilerinin müdafii bulunan soruşturma dosyalarında bu kararların yalnızca müdafilere tebliği yeterli olmayıp, müdafilerle birlikte taraflara da tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen erteleme kararı kesinleşmeyeceğinden denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, açıklanan nedenlerle somut olayda Bismil Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10.03.2021 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın yalnızca suça sürüklenen çocuk müdafiine tebliğ edilip suça sürüklenen çocuğa ve velisine tebliğ edilmemesinden dolayı kesinleşmediğine ve dava şartının gerçekleşmediğinde yönelik Mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.11.2024 tarihinde karar verildi.

Popüler Aramalar

  • Uyuşturucu madde bulundurma

  • Kamu davasının ertelenmesi

  • Denetimli serbestlik

  • Kanun yararına bozma

  • Sanık hakları

  • Tebligat usulü

  • Ceza muhakemesi

  • Yargıtay içtihatları

  • CMK 309

  • TCK 191

  • Kamu davasının durması

  • Ceza hukuku

  • Çocuk mahkemesi

  • Savunma hakkı

  • Sanığa tebliğ zorunluluğu

  • Müdafiye tebliğ yeterli mi?

  • Ceza davasında usul hataları

  • Denetimli serbestlik ihlali

  • Mahkeme kararının kesinleşmesi

  • CMK 223/8

  • karşıyaka ceza avukatı

  • karşıyaka avukat

  • ceza avukatı

  • karşıyaka ağır ceza avukatı