BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU (TCK MADDE 245)
Sorular
- Banka veya kredi kartı dolandırıcılığı nedir?
- Başkasına ait kredi kartını kullanmanın cezası nedir?
- Sahte kredi kartı üretimi suçu nasıl cezalandırılır?
- Banka kartı dolandırıcılığı suçunda etkin pişmanlık nedir?
- Kredi kartı dolandırıcılığı ile suçlanan biri ne yapmalı?
- Akrabalar arasında kredi kartı dolandırıcılığı suçu cezasız mı kalır?
- İzmir’de banka kartı dolandırıcılığı suçları için ceza avukatı nasıl bulunur?
- Kredi kartı dolandırıcılığı suçunda hangi cezalar uygulanır?
- Karşıyaka’da banka kartı dolandırıcılığı suçunda ceza avukatı desteği nasıl alınır?
- Kredi kartı dolandırıcılığı mağdurları nasıl hukuki destek alabilir?
Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Nedir?
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu nedir?
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 245. maddesinde düzenlenmiş olup, özellikle dijital çağda giderek artan bir ekonomik suç türüdür. Bu suç, başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz bir şekilde kullanılması ya da sahte kartlar aracılığıyla haksız kazanç elde edilmesiyle işlenir. Günümüzde internet ve dijital ödeme sistemlerinin yaygınlaşmasıyla, bu suç tipi daha görünür hale gelmiş, mağduriyetlerin artmasına neden olmuştur. Banka kartı veya kredi kartının sahibinin izni olmadan kullanılması, hem bireysel malvarlığı haklarını ihlal eden hem de genel finansal güvenliği tehdit eden bir eylemdir.
TCK 245’te düzenlenen bu suç iki temel başlık altında incelenebilir: Birincisi, başkasına ait gerçek bir kartın ele geçirilerek sahibinin rızası olmadan kullanılmasıdır. Bu durumda, fail, kart sahibi bilgisi dışında kartı kullanarak kendisine ya da bir başkasına maddi fayda sağlamayı amaçlar. İkinci tür ise sahte banka veya kredi kartı üretip, bu sahte kartı kullanarak kazanç elde etmektir. Her iki durum da Türk Ceza Kanunu’na göre ağır yaptırımlarla karşılık bulur.
Suçun cezası işleniş şekline göre değişiklik gösterir. Eğer fail, başkasına ait bir kartı kullanarak kendine veya başkasına haksız kazanç sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası ile karşılaşır. Sahte kart üretimi veya kullanımı söz konusu olduğunda ise daha ağır cezalar uygulanır.
Teknolojinin gelişmesi, bu suçun işlenme yöntemlerini de çeşitlendirmiştir. Kartların fiziki olarak çalınması veya dijital yollarla ele geçirilmesi gibi farklı yöntemlerle işlenebilen bu suçlarda mağdurlar, genellikle kartlarının bilgileri çalınan kişiler olur. Bu tür mağduriyetlerin önüne geçilmesi için kişisel bilgilerin korunması ve şüpheli durumlarda bankalarla hızlı bir şekilde iletişime geçilmesi son derece önemlidir. Bu süreçte, izmir ceza avukatı gibi uzman bir avukatın hukuki desteği, mağdurların haklarının korunmasında kritik rol oynar.
Türk Ceza Kanunu Madde 245’in İncelenmesi
Türk Ceza Kanunu Madde 245’in içeriği nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesi, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu detaylandırmakta ve bu suç için uygulanacak cezai yaptırımları açıkça düzenlemektedir. Kanunun bu maddesi, özellikle dijital ortamda yapılan ekonomik suçlarla mücadelede önemli bir rol oynar. Madde, başkasına ait bir banka veya kredi kartını izinsiz kullanma, sahte kart üretme ve kullanma gibi suçları kapsamaktadır.
Maddenin birinci fıkrasında, başkasına ait bir banka veya kredi kartını her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kişinin, kart sahibinin rızası olmadan kartı kullanması ya da başkasına kullandırması halinde üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. Bu durumda, haksız kazanç sağlanması önemli bir unsurdur ve failin, kendisine veya başkasına yarar sağlamış olması cezai sorumluluğun doğmasına yol açar.
İkinci fıkrada, başkalarının banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretimi, satışı, devri veya kabulü suçları düzenlenmektedir. Bu tür suçlar daha ağır bir cezaya tabi tutulur; üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası öngörülmüştür. Bu tür fiiller, doğrudan dolandırıcılık suçuna benzer bir yapı gösterir ve ekonomik düzenin korunması açısından ağır yaptırımlarla karşılık bulur.
Üçüncü fıkrada ise sahte olarak üretilmiş ya da üzerinde sahtecilik yapılmış bir banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya başkasına haksız kazanç sağlayan kişinin dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı belirtilir. Bu durumda, sahtecilik suçunun işlenmesi ve bunun sonucunda bir kazanç sağlanması, failin daha ağır cezalarla karşılaşmasına neden olur.
Madde 245’in son fıkralarında ise belirli akrabalar arasındaki ilişkiler nedeniyle suçun işlendiği durumlarda ceza uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, örneğin, haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşler, üstsoy veya altsoylar, evlat edinen ve evlatlıklar, aynı konutta yaşayan kardeşler gibi kişilerin zararına işlenmiş suçlarda, fail hakkında ceza verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Ancak bu durum, hukukun özel bir düzenlemesi olarak, sadece belirli yakın akrabalık ilişkilerinde geçerlidir.
Son olarak, etkin pişmanlık hükümlerine de yer verilmiştir. Birinci fıkrada yer alan suçlarda, failin etkin pişmanlık göstermesi halinde, cezanın hafifletilmesi mümkündür. Bu durum, suçun daha az zararla sonuçlanmasını sağlamak ve faillerin pişmanlık göstermeleri halinde onları cezai sorumluluktan kısmen kurtarmak amacı taşır.
Bu aşamada, karşıyaka avukat gibi uzman bir ceza avukatının desteği, hem mağdurlar hem de failler açısından hukuki süreçlerin doğru bir şekilde yürütülmesi açısından hayati önem taşır.
Banka veya Kredi Kartı Suçlarının Türleri ve Cezaları
Banka veya kredi kartı suçlarının türleri nelerdir ve bu suçlara hangi cezalar uygulanır?
Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu, TCK’nın 245. maddesinde çeşitli şekillerde düzenlenmiş olup, işlenme biçimine göre farklı türlere ayrılmaktadır. Bu suçların her bir türü, kanunda öngörülen ceza miktarlarına göre değerlendirilir. Türk Ceza Kanunu, bu suçlar için ciddi hapis ve para cezaları öngörerek, bu tür dolandırıcılık eylemlerinin önlenmesini amaçlar.
1. Başkasına Ait Kartın Kullanılması (Birinci Fıkra):
Bu tür suçta fail, başkasına ait bir banka veya kredi kartını ele geçirir ve kart sahibinin rızası olmadan kartı kullanır ya da kullandırır. Failin kartı her ne şekilde elde ettiği önemli değildir; kart çalınmış, bulunmuş ya da başka bir yolla ele geçirilmiş olabilir. Önemli olan, kart sahibinin bilgisi ve onayı dışında kullanılmasıdır. Bu suç türünde, failin kendisine veya bir başkasına maddi kazanç sağlamış olması suçun temel unsurlarından biridir. Bu suçun cezası, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası olarak belirlenmiştir. Ayrıca, mağduriyetin büyüklüğüne göre cezada artırım yapılabilir.
2. Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretimi (İkinci Fıkra):
İkinci fıkrada düzenlenen suç, başkalarına ait banka hesaplarıyla bağlantılı olarak sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişilere yöneliktir. Bu tür suçlar genellikle organize suçlar kapsamında değerlendirilmektedir. Sahte kart üretimi, kartın fiziksel olarak üretilmesi ya da kart bilgilerine yasa dışı yollarla erişilmesi şeklinde gerçekleşebilir. Bu suçun cezası daha ağır olup, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası olarak belirlenmiştir. Bu tür fiiller, finansal sistemin güvenliğini tehdit eden ciddi suçlar olarak kabul edilir.
3. Sahte Kart Kullanımı (Üçüncü Fıkra):
Sahte olarak oluşturulan ya da üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartının kullanılması da ayrı bir suç tipidir. Bu suç, sahte kartın kullanılması suretiyle kendine veya başkasına maddi yarar sağlanmasını içerir. Bu durumda, fail dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suç, özellikle dijital ortamda gerçekleştirilen dolandırıcılık olaylarında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Suçun işlenmesi sırasında, failin kasıtlı hareket etmesi ve sahtecilik yoluyla haksız kazanç sağlaması suçun ağırlaştırıcı nedenlerindendir.
4. Akrabalar Arasında Kart Kullanımı (Dördüncü Fıkra):
Madde 245, belirli akraba ilişkileri içinde işlenen suçlarda cezasızlık hali öngörmüştür. Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden biri, üstsoy veya altsoy, evlat edinen ya da evlatlık, aynı konutta yaşayan kardeşler gibi yakın akrabalar arasında işlenen banka veya kredi kartı suçu durumunda, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. Bu durum, hukukun bireyler arasındaki özel ilişkilere duyduğu hassasiyetin bir sonucudur.
Cezaların Uygulanmasında Dikkate Alınacak Unsurlar:
Her suç tipi için belirlenen ceza miktarları, işlenen suçun ağırlığı, kullanılan yöntemler ve mağduriyetin boyutuna göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca, failin suç işleme kasıtı, suçun planlı bir şekilde işlenip işlenmediği gibi faktörler de cezanın belirlenmesinde önem taşır. Türk Ceza Kanunu, bu tür suçların toplumsal ve ekonomik etkilerini göz önünde bulundurarak, caydırıcı nitelikte cezalar öngörmüştür. Ceza hukuku alanında uzman bir izmir avukat bu tür suçların takibinde ve yargı sürecinde hukuki danışmanlık sağlayarak sürecin doğru işlemesine katkıda bulunur.
Akrabalık İlişkileri Kapsamında Banka Kartı Suçları ve Cezaların Uygulanmaması
Akrabalık ilişkileri kapsamında işlenen banka kartı suçlarında cezalar nasıl uygulanmaz?
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 245. maddesinin dördüncü fıkrasında, belirli akrabalık ilişkileri içinde işlenen banka veya kredi kartı suçlarına ceza verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Hukukumuzda, aile bireyleri arasındaki ilişkiler, toplumun temel yapı taşı olarak kabul edilir ve bu ilişkilerin korunması, bireylerin arasındaki güvenin sarsılmaması amacıyla bazı suçlar için istisnai düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenleme, suçun aile fertleri arasında işlenmesi halinde, bazı hallerde failin cezalandırılmamasını öngörür.
Hangi Akrabalık İlişkilerinde Ceza Uygulanmaz?
TCK 245. maddesine göre, aşağıdaki akrabalık bağları içinde işlenen banka veya kredi kartı kötüye kullanma suçlarında faile ceza verilmez:
-
Eşler Arasında (Haklarında Ayrılık Kararı Verilmemişse):
Eşlerden biri, diğerinin banka veya kredi kartını izinsiz olarak kullanırsa, bu suç aile içi ilişkilere zarar vermemesi için cezalandırılmaz. Ancak, bu durum yalnızca haklarında ayrılık kararı bulunmayan eşler için geçerlidir. Eğer boşanma süreci başlamışsa veya mahkeme tarafından ayrılık kararı verilmişse, bu düzenleme uygulanmaz ve fail hakkında ceza verilir. -
Üstsoy veya Altsoy Arasında:
Anne, baba gibi üstsoy veya çocuklar gibi altsoy arasında işlenen bu tür suçlarda da ceza verilmez. Örneğin, bir babanın, çocuğunun kredi kartını izinsiz kullanması durumunda ceza uygulanmaz. Bu hüküm, aile içindeki ilişkilerin korunması amacını taşır. -
Evlat Edinen veya Evlatlık:
Evlat edinen veya evlatlık arasında işlenen banka veya kredi kartı suçu da cezasızlık kapsamında değerlendirilir. Bu hüküm, biyolojik ebeveynler ve çocuklar arasında olduğu gibi, evlatlık ilişkisini de kapsayarak, aile birliği içinde yaşanan durumlarda cezalandırma yapılmamasını sağlar. -
Aynı Konutta Yaşayan Kardeşler:
Aynı evde yaşayan kardeşlerden birinin diğerinin banka kartını izinsiz kullanması halinde de ceza uygulanmaz. Ancak, kardeşlerin aynı evde yaşıyor olması bu cezasızlık halinin uygulanması için zorunlu bir koşuldur.
Bu tür ilişkilerde cezasızlık durumu, hukukun aile bireyleri arasındaki ilişkileri koruma amacıyla getirdiği bir düzenlemedir. Ancak bu ceza muafiyeti, sadece belirli durumlarda geçerli olup, diğer hallerde suçun cezasız kalması söz konusu değildir.
Cezasızlık Halinin Amacı ve Sınırları:
Bu düzenlemenin amacı, aile içi ilişkilerde oluşabilecek küçük çaplı anlaşmazlıkların yargıya taşınmadan çözülmesi ve aile bireyleri arasındaki güvenin zedelenmemesidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu istisnai düzenlemenin yalnızca belirli akrabalar için geçerli olduğudur. Örneğin, daha uzak akrabalar ya da aynı konutta yaşamayan kardeşler arasında işlenen bu tür suçlar için ceza muafiyeti uygulanmaz.
Bu tür bir cezasızlık durumu olsa da mağdurların haklarını koruma ihtiyacı her zaman geçerlidir. Bu tür durumlarda, hukuki süreçlerin doğru ve adil bir şekilde yürütülmesi için karşıyaka ağır ceza avukatı gibi bir ceza avukatının rehberliği, hem mağdurların hem de faillerin yasal haklarını korumada önemlidir.
Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanması
Etkin pişmanlık hükümleri banka veya kredi kartı suçlarında nasıl uygulanır?
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 245. maddesi, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuna ilişkin cezai yaptırımları düzenlerken, aynı zamanda failin etkin pişmanlık göstermesi halinde cezada indirime gidilebileceğini de öngörmektedir. Etkin pişmanlık, failin işlediği suçtan pişmanlık duyarak zararın tazmini veya suçun sonuçlarının hafifletilmesine yönelik olarak attığı adımları içerir ve bu adımlar, cezanın hafifletilmesine ya da tamamen ortadan kaldırılmasına yol açabilir.
Etkin Pişmanlığın Koşulları:
TCK’nın malvarlığına karşı işlenen suçlarda olduğu gibi, 245. maddede düzenlenen banka veya kredi kartı suçlarında da etkin pişmanlık hükümleri geçerlidir. Bu hükümler, failin suçun işlenmesinden sonra kendi iradesiyle pişmanlık göstererek suçun zararlarını telafi etmesine dayanır. Ancak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için belirli koşulların yerine getirilmiş olması gerekir:
-
Zararın Giderilmesi:
Fail, suçtan doğan maddi zararı gidermeli ve mağdurun zararını tazmin etmelidir. Örneğin, izinsiz kullanılan bir kredi kartı ile yapılan harcamaların geri ödenmesi, bu kapsamda değerlendirilebilir. Suçun doğrudan mağduru olan kişinin uğradığı zararların karşılanması, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için temel şartlardan biridir. -
Suçun İhbarı ve Yardım:
Fail, suçun ortaya çıkmasına veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına yardımcı olmalı ve soruşturma sürecinde yetkililerle iş birliği yapmalıdır. Örneğin, sahte bir banka kartı kullanılarak haksız kazanç sağlanmışsa, failin sahte kartın üretiminde yer alan diğer kişileri yetkililere ihbar etmesi etkin pişmanlık için bir avantaj sağlayabilir. -
Pişmanlığın Zamanı:
Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için, failin pişmanlık göstermesi ve zararı tazmin etmesi, belirli bir süre içinde gerçekleşmelidir. Yani, suçun soruşturma ve kovuşturma aşamaları boyunca failin pişmanlık göstermesi mümkündür, ancak bu adımların cezai hüküm verilmeden önce atılmış olması gerekmektedir.
Etkin Pişmanlık Sonucunda Uygulanan Cezai İndirimler:
Etkin pişmanlık gösteren failin cezası, belirli oranda indirilebilir. Özellikle TCK 245. maddenin birinci fıkrasında düzenlenen suçlar için etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Örneğin, failin suçtan elde ettiği kazancı geri vermesi, mağdurun zararını tazmin etmesi ve olayın aydınlatılmasına katkı sağlaması halinde, mahkeme failin cezasını hafifletebilir.
Bu indirimin oranı, zararın giderilme derecesi, failin suçun çözülmesine yaptığı katkı ve pişmanlığının samimiyeti gibi unsurlar göz önünde bulundurularak belirlenir. Bazı durumlarda cezanın tamamen ortadan kalkması dahi söz konusu olabilir. Ancak bu tamamen mahkemenin takdirine bağlıdır ve her olayın özellikleri dikkate alınarak karar verilir.
Etkin Pişmanlık ve Hukuki Destek:
Etkin pişmanlık hükümlerinin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için hukuki sürecin doğru yönetilmesi çok önemlidir. Fail, işlediği suçtan doğan zararları telafi etmek ve pişmanlık göstermek isteyebilir, ancak bunu hukuki çerçevede yapması gerekir. Bu noktada, izmir ceza avukatı gibi uzman bir avukatın rehberliği, etkin pişmanlık hükümlerinin en doğru şekilde uygulanmasını sağlar. Avukatlar, müvekkillerine süreç boyunca rehberlik ederek en uygun hukuki stratejileri belirlemekte yardımcı olur.
Banka veya Kredi Kartı Suçlarında Ceza Avukatının Rolü
Banka veya kredi kartı suçlarında ceza avukatının rolü nedir?
Banka veya kredi kartı suçları, TCK'nın 245. maddesinde düzenlenen ve ekonomik düzeni doğrudan etkileyen suçlar arasında yer alır. Bu tür suçlarla karşı karşıya kalan kişiler, hem mağdurlar hem de failler açısından ciddi sonuçlar doğurabilecek bir sürece girerler. Bu süreçte, bir ceza avukatının rolü kritik bir öneme sahiptir. Ceza avukatları, hem mağdurları savunurken hem de suçla itham edilen kişilerin haklarını korurken hukuki sürecin adil ve etkin bir şekilde işlemesini sağlarlar.
Mağdurlar Açısından Ceza Avukatının Önemi:
Bir banka veya kredi kartı dolandırıcılığı mağduru olan kişi, finansal anlamda ciddi bir zarar yaşamış olabilir. Bu durumda, mağdurun uğradığı zararın tazmini ve suçun faillerinin cezalandırılması için hukuki destek almak önemlidir. Ceza avukatları, mağdurların haklarını savunur, haksız kazanç elde edenlerin tespiti ve cezalandırılması için gerekli yasal süreçleri başlatır. Aynı zamanda mağdurun maddi kayıplarının giderilmesi için tazminat davaları açabilir. Bu tür durumlarda, özellikle karşıyaka ceza avukatı gibi alanında uzman bir avukat, mağdurun haklarını koruma sürecinde önemli bir rol oynar.
Suçla İtham Edilenler Açısından Ceza Avukatının Önemi:
Banka veya kredi kartı dolandırıcılığı ile suçlanan kişiler, ciddi cezalarla karşı karşıya kalabilirler. Türk Ceza Kanunu'nda bu suçlar için öngörülen hapis ve para cezaları oldukça ağırdır. Bu nedenle, suçla itham edilen bir kişi, savunma stratejilerini doğru belirlemek ve haklarını etkin bir şekilde savunmak için profesyonel bir ceza avukatına ihtiyaç duyar. Avukat, müvekkilinin lehine olabilecek tüm hukuki argümanları değerlendirir ve etkin pişmanlık gibi hukuki yollarla cezanın hafifletilmesi için çalışır.
Ayrıca, ceza avukatı suçun niteliğine göre farklı savunma stratejileri geliştirir. Örneğin, suçun maddi unsurlarının oluşmaması, failin suçu kasıtlı işlememesi veya suçun işleniş şekline dair teknik detaylar gibi unsurlar, avukatın savunma stratejisinde öne çıkabilir. Avukat, aynı zamanda müvekkilinin adil bir yargılanma süreci geçirmesini sağlar, mahkeme karşısında haklarının ihlal edilmemesi için gerekli adımları atar.
Etkin Pişmanlık Sürecinde Avukatın Rolü:
Etkin pişmanlık hükümlerinin doğru şekilde uygulanabilmesi için hukuki süreçlerin dikkatlice yürütülmesi gerekir. Bu noktada, ceza avukatları, müvekkillerine doğru hukuki danışmanlık sunarak, zararın tazmin edilmesi ve etkin pişmanlık şartlarının yerine getirilmesi konusunda rehberlik ederler. Avukat, müvekkilinin pişmanlık göstermesi halinde cezasının hafifletilmesi ya da suçun sonuçlarının hafifletilmesi için hukuki süreci yönetir.
Ceza Avukatının Stratejik Rolü:
Banka veya kredi kartı dolandırıcılığı suçlarında ceza avukatının rolü yalnızca hukuki savunma yapmakla sınırlı değildir. Aynı zamanda müvekkilinin haklarını koruma ve olası zararları en aza indirme sorumluluğunu da üstlenir. Ceza avukatı, her iki taraf için de sürecin adil yürütülmesini sağlar, delillerin toplanmasında ve sunulmasında müvekkiline rehberlik eder ve hukuki sürecin her aşamasında aktif rol oynar.
Özellikle karmaşık banka kartı dolandırıcılığı suçlarında, izmir avukat veya karşıyaka avukat gibi uzman bir avukatın desteği, müvekkilinin hem yasal haklarını koruma hem de süreç boyunca en iyi sonuçları elde etme konusunda büyük bir fark yaratabilir. Avukat, hukuki mevzuatı ve yargı süreçlerini en iyi şekilde analiz ederek, müvekkilinin çıkarlarını en üst düzeyde korumayı hedefler.
Popüler Aramalar
Banka kartı dolandırıcılığı
Kredi kartı suçu cezası
Sahte kredi kartı üretimi
Banka kartı hırsızlığı ceza
Etkin pişmanlık kredi kartı suçu
İzmir ceza avukatı
Karşıyaka ağır ceza avukatı
Kredi kartı dolandırıcılığı hukuki yardım
TCK 245 banka kartı dolandırıcılığı
Kredi kartı suçu savunma avukatı